03 Haziran 2015

Çığlık

İçimdeki biri sürekli çığlıklarıyla uyandırıyor beni. Benden başkası duymuyor allahtan. Gün içinde de kulaklarımı tırmalamıyor değil sesi. İş yerinin hem haralası hem gürelesi oyalıyor yorgun kafamı. Ama, ah o evin sessizliği yok mu? Uykuya dalmadan önce çekilen o ızdırap dolu dakikalar, bazen saatler. Ve sabahın köründe karşıdaki inşaatın demir çubuklarının, buldozerlerinin ve vinçlerinin sesini bile bastırıp, adeta zevk duyarak kulağıma bağıran "içimdeki biri". 

İçimdeki biriyle dışımdaki birinin arasındaki uçurum büyüdükçe benim korkularım da artıyor. Yaklaşan beşinci seviyedeki tropikal fırtınanın ayak sesleri gibi geliyor. 

Uçurum büyüdükçe içimdeki biriyle dışımdaki birinin yüzleri de biçim değiştiriyor, renkleri başkalaşıyor. Birinin gözlerinin altındaki mor halkalar derinleşirken diğerinin boynu zayıf bedeninin üstüne iğreti iliştirilmiş gibi duruyor. Her ikisi de hızla kilo kaybediyor. 



Hiç yorum yok: