08 Kasım 2005

DÜNYA GERÇEKTEN KÜÇÜKMÜŞ...


Hayat , bana olmaz dediklerimin olabileceğini öğretmişti öğretmesine ama, bunu beklemiyordum doğrusu. Buenos Aires'te birbuçuk yıl oturduğumuz dairenin evsahibi karı-koca, bir veteran tenis turnuvası nedeniyle gelmişlerdi Belek-Antalya'ya. Bir tur firmasıyla anlaşmışlar. Belek'ten İstanbul'a geçtiler, Kapadokya yolunda birkaç saatliğine Ankara'ya da uğradılar. Kısmet Anıtkabir'de görüşmekmiş.

25 Ağustos 2005

Yaşadığımız Yerlerin Uydu Görüntüsü


Sol üst köşeden başlarsak. Estadio Monumental, Arjantin'in Boca Juniors ile birlikte en meşhur iki futbol takımından bir olan River Plate'in stadyumu. Neredeyse bütün milli maçlar da burada oynanıyor. Herhalde beş altı kere gittim yakın olduğundan. Ama bir türlü R. Plate taraftarı olamadım. İçim ısınmadı.

Tierra Santa, Hz. İsa'nın yaşadığı devrin Kudüs'ünün canlandırıldığı tematik bir park. Oraya da gitmek kısmet olmadı bir türlü.

Aeroparque J. Newberry, hem iç hatlar uçuşlarının, hem de yirmi dakika mesafedeki Uruguay'a yapılan uçuşlar için kullanılan havalimanı. Nehrin kenarında, şehrin göbeğinde. Hatta onbeş sene kadar önce, bir uçak, hemen bitişiğindeki işlek yola mecburi iniş yapmış, bayağı da ölen olmuş.

Olleros 2336, şu anda oturmakta olduğumuz binayı gösteriyor. Bu binanın 18 katındayız, belki balkona çıkarsam görürsünüz.

Elçiliğimiz, zaten adı üzerinde, yürüme mesafesinde.

Solar de La Abadia, son derece şirin, küçük bir alışveriş merkezi. Uğrak yerlerimizden sayılır.

Kansas, listeye benim favori restoranlarımdan biri olduğu için katıldı. Aslında bu ikinci şubesi.

Jumbo Palermo, belki de Buenos Aires'te en çok alışveriş yaptığımız hipermarket. Şili firması aslen. Diğerlerine göre biraz pahalı ama, çeşit açısından zenginliği bizi hep cezbetti.

Avenida Cabildo 66, bundan bir önceki dairemiz, 2 senemiz geçti orada.

Paseo Alcorta, diğer bir alışveriş merkezi. Palermo semtinde. En üst katındaki Sacoa Oyun Parkı, son günlerde Lara'nın en sevdiği yerlerden birisi olmuştu.

Viilage Recoleta, bir sinema kompleksi. Çok şık bir yapı; alt katında güzel restoranlar, bir kitabevi, birkaç kafe de var.

Lenguas Vivas, yaklaşık iki yıl devam ettiğimiz İspanyolca derslerini aldığımız enstitü. Ben bir buçuk sene de İngilizce için sıralarını aşındırmıştım.

16 Ağustos 2005

Parque Palermo Posted by Picasa
Oturma Odası Posted by Picasa

İNSANLARIN BAŞAŞAĞI YAŞADIĞI YERE VEDA...

Önümüzdeki Ekim ayının onyedisinde dört yıl tamamlanacak, Buenos Aires'e geleli. Dile kolay tam dört yıl. Nasıl zor geçmişti ilk aylar. Zaman durdu duracak gibi gelmişti bize. Sanki koca bir ömür tüketmişiz gibi bu şehirde. Ya da ne bileyim, kalan ömürümüzü burada tamamlayacakmışız gibi. Pek de haksız çıktık sayılmaz aslında. Neler olmadı ki. Yeni arkadaşlar, yeni bir kültür, tam yüreğin ortasına külçe gibi oturan HASRET, ilk çocuğum, tek çocuğum, Türkçe gözyaşları, İspanyolca kahkahalar, Portekizce kavgalar, rüyalarda kavuşmalar, ayrılıklar yeniden, araba kazaları, yeni yerler, egzotik yerler, balinalar, şarap, bir dolu pişmanlıklar, "doğru mu yaptım acaba" lar, fransız yemekleri, spor salonları, kiralanan yüzlerce video ve DVD, doğumgünleri, havaalanları, kırmızı ışıkta beklemeler, ev taşımalar, asosyalleşme korkuları, buralara özgü ürkütücü şimşekler, gri gökyüzü, havai fişekler, yalnız geçirilen yılbaşı geceleri, yeşil küçük papağanlar, uçak beklerken kurulan arkadaşlıklar, Havana'da bir defile, sokaklardaki köpek pislikleri, beyni sulanmış otobüs şoförleri, subte, plaza de mayo'da zam isteğini haykıran 400 YTL maaşa talim eden öğretmenler, market kasalarında beklemeler, üst kattan gelen garip gürültüler, Hotel Granada'da hamburgerli geceler, ikide bir yerinden oynayan parkeler, misafire yapılan yemekler, Carilo, bilgisayar tamircisi hikayeleri, Jose Luis ve acayip hayatı, hemoroid ve bel ağrıları, Arjantin egoizminin bulaşıcı etkisi, hayal kırıklıkları, özel dil dersleri, "size sen diyebilir miyim", ulusal günler, kırılan potlar, telefon görüşmelerinde rol yapmalar, işsizlik bunalımları, iş buldum başarısızım bunalımları, estimado señor bilmemkimler, San José'de yapayalnızım hissi, "hangi harfe ne zaman aksan işareti konur ?" öğretmenim, bizim gri oğlana veda, cafe con leche y tostado con jamon y queso por favor, Mühendislik Fakültesi'nde Türkçe dersleri, her tarafta binlerce kafe ve otopark vs vs vs.

Her gece bir şeyler paketliyoruz. Malum beşyüz dolar istedi kömüş taşıma firması. Onüç koli, üçyüz kilo oldu bile şimdiden. Daha bir yirmi koli kadar var bizi bekleyen. Olsun işimiz ne, bundan sonra hayatımız hep taşınmalarla geçmeyecek mi? Bekle bizi Ankara.

28 Haziran 2005

Seyirci görülmeye değerdi. Posted by Hello
Haklı sevinç... Posted by Hello
Brezilya beraberlik arıyor. Posted by Hello
İşte iki takım sahada... Posted by Hello
Birazdan maç başlayacak. Posted by Hello

Viva Argentina

Hani bizim sözüne her daim güvenilir spor basınımız der ya, "70 milyonun gözü bu maçta" diye. Arjantin'de gerçekten 36 milyonun gözü Monumental stadyumunda birazdan başlayacak Arjantin-Brezilya maçındaydı. Kadını erkeği, yaşlısı genci herkes bu maçı bekliyordu aylardır. Nasıl beklemesinler ki. Bu maç sadece Güney Amerika'nın değil dünyanın de en iyi takımını ortaya çıkaran bir meydan savaşı.

Aslında iki halk arasındaki ilişkiler gayet sıcaktır. Ancak futbol deyince akan sular durur. Birbirlerinden nefret ederler. FIFA dünya sıralamasının en üstündeki bu iki takım kendi aralarında 88 kez karşılaşmışlar. 33'ünü Arjantinliler, 33'ünü Brezilyalılar kazanmış. 22 maç ta berabere tamamlanmış. Yani bu maçı alan, üstünlüğü ele geçirecek. Hele , haksızca verilmiş 3 penaltıyla, Brezilya'nın son maçı 3-0 kazandığı düşünülürse, bu maçın önemini daha iyi anlarsınız.

Biz de stadyumdaki yerimizi aldık. Çok soğuk ve rüzgarlı bir gece ama tıklım tıklım dolu. Sert başlayana maçta, çok etkisiz oynadı Brezilya. Disiplinli oynayan ve hayatımda gördüğüm en iyi savunmalardan birinin yapan Arjantin 3-1 kazandı maçı.

10 Haziran 2005

PVC Kaynak Makinası'nda şov yaparken... Posted by Hello
Sağdan itibaren Bendeniz, Emre Türkor (KABAN MAKİNA) Emilio Asim (POLITEC SA) ve Selçuk ÇATALBAŞ (EUROPEN) Posted by Hello

09 Haziran 2005

BATIMAT VIVIENDA 2005 FUARI

Arada sırada, buraya gelen işadamları çevirmene ihtiyaç duyuyorlar. Bu sefer 3 kişiydiler. 2 tanesi PVC kapı pencere yapan makinaların üreticisi bir firmadan, üçüncüsü de bir PVC ve Cam firmasından. Bir pazar günü 7 saat rötarlı indiler Buenos Aires'e. Otelde buluştuk, aldım azıcık dolaştırdım, akşam Rodizio'da et yedik. Ertesi gün sabah erkenden fuar hazırlıklarına başladılar. 5 gün de fuarda birlikteydik. Ölümüne yoruldum. Saatlerce iki dil arasında, bazen araya giren İngilizceyi saymazsak tabi, koşturdum durdum. Kiminle Türkçe kiminle İspanyolca konuştuğumu son gün birbirine sık sık karıştırdım. Fuar dışındaki saatler, bayilerle, diğer müşterilerle yapılan iş yemekleri ve toplantıları ile geçti. Sıkıldım desem yalan olur; bir sürü insanla tanıştım, her zamanki gibi organizasyon konusunda beş para etmeyen Arjantinlilerle fuarda kavgalar ettim. Canım çıktı sonunda.

08 Haziran 2005

Lara'mın aşkı, binamızın sıcakkanlı görevlisi, kızımın Gus'u, Gustavo Posted by Hello

BİR AYIN ÖZETİ

Sonunda başladı kızım kreşe. Önce, birkaç hafta, günde bir saat gitti Lara. Ama nasıl istemeden bir bilseniz. Zorla, o da sadece kum parkında oynamak şartıyla. Ölse, girmiyor sınıfa. Neyse, rutine alıştı biraz, asıl amacımız haftada sadece 3 gün göndermek zaten. Kafam karışık. Kıyamıyorum erken kaldırmaya yavrumu, kıyamıyorum daha iki yaşını doldurmadan okul denen cenderenin dişlilerine alıştırmayı kızımı. Ama çok sıkılıyor ne yapalım; başka şansı yok diğer çocuklarla birlikte olmaya. Bütün hayatı ben, annesi ve Cris'le sınırlı o kadar. Sabah 8.45-11.45. 3 saat. Cris, bakmaya devam edecek.

Sonra kaldığı süreyi uzatmaya başladık. Bugün de ilk kez, sabah gitti kreşe. İçim sızladı, sabahın köründe uyandırırken onu, daha gün ışıyalı 1o dakika olmuştu. Her zamanki gibi güleryüzle kalktı kızım. Babasıyla kahvaltı yaptı, üzerini giydi, çantasını sırtına aldı. Yine isteksizce girdi kapıdan içeri.

Bugün babası da yeni bir eğitim dönemine başladım. İki ay sürecek yoğun bir İtalyanca kursu. İspanyolcadan sonra sanırım biraz daha kolay olacak aralarındaki benzerlikten dolayı. Sınıftaki tek yabancı benim. Gerek ana dilleri, gerek italyan kökenleri yüzünden Arjantinliler benden rahat tabi.

13 Mayıs 2005

LARA, BUGUN ILK DEFA BIR KRESE GITTI. GERCI 1 SAAT FALAN KALDI ALISMASI ICIN AMA, ONUN ICIN SON DERECE BUYUK BIR DENEYIM BU. HAFTAYA BIRKAÇ KERE DAHA BIRER SAATLIGINE GIDECEK. BAKALIM ALISABILECEK MI? Posted by Hello

07 Mayıs 2005

17 MAYIS 2000 Posted by Hello

Bir Fotoğrafın Öyküsü 1 - 17 MAYIS 2000

Öyle karar almıştık Didem'le. Kimseyi çağırmayacaktık, evlenme törenine. Önce aarabayla Fulya'yı aldık, sonra Cem'i, bizlerin tanıkları olsunlar diye. Gittik Vedat Dalokay Evlendirme Dairesi'ne. Bizden önceki törenin bitmesini bekledik. Sonra masaya oturduk, memurun karşısına. Memur önce Cem ile Fulya'yı evlendirmeye niyetlendiyse de, ikna ettik bizlerin evlenecek olduğuna. Yakıştıramadı herhalde. Neyse, 15 dakikada bitti hepsi. Tekrar eve döndük. Lahmacun ve pide partisi hazırlanmış bize. Yedik, Eryaman'a annemlere gidip ellerini öptük. Sonra ver elini Marmaris.
Cielito Lindo = Dedim ya çok guzel yemekleri diye, Simdi de Banu'yla Posted by Hello
Yine Cielito Lindo. Zeynep, Didem, Ferda, Senem Annem ve Ben Posted by Hello

03 Mayıs 2005

Içerden bir gorunum Posted by Hello

Cielito Lindo

Buenos Aires'in bence en iyi Meksika restoranı olan Cielito Lindo, adını Qurino Mendoza'nın çok meşhur bir halk şarkısından almış. Palermo Viejo'nun geleneksel çift katlı evlerinin arasında, bir köşededir. Biz, Meksikalı diplomat arkadaşlar sayesinde tanıdık burasını, sonrasında gittiğimiz diğer benzerlerinden de hiç bir zaman bu tadı alamadık. Şehrin en nefis Margaritasını yaparlar. Pek rezervasyon yapmazlar, eğer içerisi dolu ise gittiğinizde, kapıya bantlanmış çizgili defter sayfasına isminizi yazıverirler. Saat gecenin onbirlerine kadar kuyruk vardır kapıda. Bekleyenlere şampanya dağıtırlar. yemekleri gerçekten çok lezzetlidir. Gerçek acı isterseniz, ayrıca belirtmeniz gerekir. Buğday ve mısır tortillaları, mantarlı eritilmiş peynir, turşuları, etleri, guacomolesi ile gayet tatmin olmuş kalkarsınız sofradan. Fiyat olarak da uygundur.