25 Ağustos 2005

Yaşadığımız Yerlerin Uydu Görüntüsü


Sol üst köşeden başlarsak. Estadio Monumental, Arjantin'in Boca Juniors ile birlikte en meşhur iki futbol takımından bir olan River Plate'in stadyumu. Neredeyse bütün milli maçlar da burada oynanıyor. Herhalde beş altı kere gittim yakın olduğundan. Ama bir türlü R. Plate taraftarı olamadım. İçim ısınmadı.

Tierra Santa, Hz. İsa'nın yaşadığı devrin Kudüs'ünün canlandırıldığı tematik bir park. Oraya da gitmek kısmet olmadı bir türlü.

Aeroparque J. Newberry, hem iç hatlar uçuşlarının, hem de yirmi dakika mesafedeki Uruguay'a yapılan uçuşlar için kullanılan havalimanı. Nehrin kenarında, şehrin göbeğinde. Hatta onbeş sene kadar önce, bir uçak, hemen bitişiğindeki işlek yola mecburi iniş yapmış, bayağı da ölen olmuş.

Olleros 2336, şu anda oturmakta olduğumuz binayı gösteriyor. Bu binanın 18 katındayız, belki balkona çıkarsam görürsünüz.

Elçiliğimiz, zaten adı üzerinde, yürüme mesafesinde.

Solar de La Abadia, son derece şirin, küçük bir alışveriş merkezi. Uğrak yerlerimizden sayılır.

Kansas, listeye benim favori restoranlarımdan biri olduğu için katıldı. Aslında bu ikinci şubesi.

Jumbo Palermo, belki de Buenos Aires'te en çok alışveriş yaptığımız hipermarket. Şili firması aslen. Diğerlerine göre biraz pahalı ama, çeşit açısından zenginliği bizi hep cezbetti.

Avenida Cabildo 66, bundan bir önceki dairemiz, 2 senemiz geçti orada.

Paseo Alcorta, diğer bir alışveriş merkezi. Palermo semtinde. En üst katındaki Sacoa Oyun Parkı, son günlerde Lara'nın en sevdiği yerlerden birisi olmuştu.

Viilage Recoleta, bir sinema kompleksi. Çok şık bir yapı; alt katında güzel restoranlar, bir kitabevi, birkaç kafe de var.

Lenguas Vivas, yaklaşık iki yıl devam ettiğimiz İspanyolca derslerini aldığımız enstitü. Ben bir buçuk sene de İngilizce için sıralarını aşındırmıştım.

16 Ağustos 2005

Parque Palermo Posted by Picasa
Oturma Odası Posted by Picasa

İNSANLARIN BAŞAŞAĞI YAŞADIĞI YERE VEDA...

Önümüzdeki Ekim ayının onyedisinde dört yıl tamamlanacak, Buenos Aires'e geleli. Dile kolay tam dört yıl. Nasıl zor geçmişti ilk aylar. Zaman durdu duracak gibi gelmişti bize. Sanki koca bir ömür tüketmişiz gibi bu şehirde. Ya da ne bileyim, kalan ömürümüzü burada tamamlayacakmışız gibi. Pek de haksız çıktık sayılmaz aslında. Neler olmadı ki. Yeni arkadaşlar, yeni bir kültür, tam yüreğin ortasına külçe gibi oturan HASRET, ilk çocuğum, tek çocuğum, Türkçe gözyaşları, İspanyolca kahkahalar, Portekizce kavgalar, rüyalarda kavuşmalar, ayrılıklar yeniden, araba kazaları, yeni yerler, egzotik yerler, balinalar, şarap, bir dolu pişmanlıklar, "doğru mu yaptım acaba" lar, fransız yemekleri, spor salonları, kiralanan yüzlerce video ve DVD, doğumgünleri, havaalanları, kırmızı ışıkta beklemeler, ev taşımalar, asosyalleşme korkuları, buralara özgü ürkütücü şimşekler, gri gökyüzü, havai fişekler, yalnız geçirilen yılbaşı geceleri, yeşil küçük papağanlar, uçak beklerken kurulan arkadaşlıklar, Havana'da bir defile, sokaklardaki köpek pislikleri, beyni sulanmış otobüs şoförleri, subte, plaza de mayo'da zam isteğini haykıran 400 YTL maaşa talim eden öğretmenler, market kasalarında beklemeler, üst kattan gelen garip gürültüler, Hotel Granada'da hamburgerli geceler, ikide bir yerinden oynayan parkeler, misafire yapılan yemekler, Carilo, bilgisayar tamircisi hikayeleri, Jose Luis ve acayip hayatı, hemoroid ve bel ağrıları, Arjantin egoizminin bulaşıcı etkisi, hayal kırıklıkları, özel dil dersleri, "size sen diyebilir miyim", ulusal günler, kırılan potlar, telefon görüşmelerinde rol yapmalar, işsizlik bunalımları, iş buldum başarısızım bunalımları, estimado señor bilmemkimler, San José'de yapayalnızım hissi, "hangi harfe ne zaman aksan işareti konur ?" öğretmenim, bizim gri oğlana veda, cafe con leche y tostado con jamon y queso por favor, Mühendislik Fakültesi'nde Türkçe dersleri, her tarafta binlerce kafe ve otopark vs vs vs.

Her gece bir şeyler paketliyoruz. Malum beşyüz dolar istedi kömüş taşıma firması. Onüç koli, üçyüz kilo oldu bile şimdiden. Daha bir yirmi koli kadar var bizi bekleyen. Olsun işimiz ne, bundan sonra hayatımız hep taşınmalarla geçmeyecek mi? Bekle bizi Ankara.