12 Aralık 2007

Çin'de İki Ay...


Marco Polo'nun İtalya'ya döndüğünde kent meclisine sunduğu rapor gibi oldu başlık. Olsun, dolu dolu iki aydan sonra, kanıma işlemiş olan üşengeçlik mikrobuna rağmen oturdum ya yazmaya. O da bir şey sayılır.

Geçenlerde, Lara annesine "uyumak için gözümü kapattığımda, gözümün önüne sürekli mobilyacılar geliyor anne" demiş. aslında benim şimdi uzun uzun anlatmaya çalışacağım, ama üşenip kısa keseceğim, ilk iki ayın en güzel özetini o yapmış zaten. En baştan bir ev kurmak zormuş arkadaşlar. Allahtan lojman sayesinde, bir de uygun bir ev aramak derdinden kurtulmuşuz. Yoksa işimiz daha zor olacakmış.

Salona mobilya, yatak odaları, dolaplar, TV, buzdolabı, halı, tabak-çanak vs. derken gözümüzü açamadık. Bunların üstüne Pekin'in içe işleyen o sert soğuğu ve arabasızlık ta eklenince.

Sözü açılmışken, mobilyalar zevkli, kaliteli, sağlam ve ucuzlar. Tabi, Pekin'in kuru kış mevsimi ile nemli yaz mevsiminin mobilyaları çatlatma ihtimallerini de göz önüne almalı. Bu nedenle, biraz bekletilmiş ahşapla yapılmış olanları almak gerekli. Biz çok beğendik mobilyaları valla. Beyaz eşya vs. de göreceli olarak Türkiye'ye oranla gayet uygun fiyatlarda olunca geriye seçmekten başka bir şey kalmadı. Hala eksikler var, yok değil. Yemek masası ve sandalyelere şimdilik para kalmadı mesela. Acelesi de yok gibi görünüyor.

Hava kirliliği de malesef korkunç boyutlarda. Sanırım şehrin coğrafik yerleşimine, sayıları her geçen gün artan otomobil kalabalığı ile sanayi tesislerinin çokluğu da eklenince, olimpiyatların arefesindeki Pekin'in ve sakinlerinin başları ağrıyor elbette.

Hoşuma giden bir şey de bisikletlere ayrılmış yollar. Bisiklet kullanmak hiç bu kadar kolay ve zevkli olmamıştı. gerçi Çinliler otomobilleri de bisiklet gibi kullandıklarından sorunlar da oluyor. O nedenle özellikle yayaların karşıdan karşıya geçişleri biraz sıkıntılı.

Evimize yakın çok sayıda restoran var. Vietnam, Yunan, İndonezya-Myanmar, Çin, İtalyan, Japon ve Kore şimdi aklıma gelenler. Öğlenleri fiyatlar da ucuz oluyor. Çin restoranında bugün 4 kişi verdiğimiz para 120 RMB, yani 20 YTL'den biraz az. Bizim için değişik lezzetler her zaman çekici oldu. Gerçi bizi de şaşırtan bazı yemekler de oldu. Lara için aynısı söyleyemem. Pilav ve patates kızartmasından başka bir şey bulamıyor. Biz de açığı, evde pişirdiğimiz yemeklerle kapatmaya çalışıyoruz.

Ayi'miz de ara sıra Çin yemekleri yapıyor. Genellikle lezzetli, ancak bazen tatlı yemekler yapınca pek yenmiyor. Dün, bir çeşit yosunla yaptığı yemeği yiyemedik, eve götürebileceğini söyledik. "Çikolatayı seviyorsunuz ama", diyip bozuldu. komikti.

Üçüncü haftasına girdiğim Fransızca dersleri ile arama iyi. Ama geçtiğimiz pazartesi başladığım Çince dersleri korkunç bir başlangıca sahne oldu. Dersin onikinci dakikasında, hangi kapıdan kaçsam, bir daha gelmesem , dört sene nedir ki, hem Çince o kadar da lazım mı, işaretlerle yemek te ısmarlayabiliyorum, sıkı pazarlık ta yapabiliyorum diye düşünmeye başlamıştım bile. Bugünkü derste biraz rahatladım. Hem telaffuz, hem Çince'nin benim karşılaştığım hiç ama hiç bir dile benzememesi hem de yakın bir tarihte birkaç çince karakteri de gösterecek olmalarının ürküntüsü gözümde büyüyor.

Zai jian.