24 Eylül 2006

ŞAKİR

TUĞRUL

MUSTAFA

TOLGA

CEM













Valla toplandık, billa toplandık arkadaşlar. Ne de güzel oldu , değil mi? Bir senedir zaten Cem ve Tuğrul'la buluşuyorduk. Son birkaç hafta Mustafa, Demet ve Leman da katılmıştı. Bir hafta öncenin assolisti sevgili Hakan'dı. Bu haftanın ise iki ağır topu vardı. Şakir ve Tolga. Malesef, Şakir'in saçları çok dökülmemiş. Böylece benim aldığım kilolar ve göbeğim yine geceye damgasını vuran konu olmayı sürdürdü. Alçak Hakan, sen ne demeye zayıflamışsın ki. Ya sen Tolga ; insan üçüz çocuk babası olur da hiç mi yıpranmaz kardeşim.


Gece, gerçekten çok hoştu benim için. Sürekli güldük, dedikodu tavana vurdu. Hepinize sağolun.

12 Eylül 2006

Babasının Kızı...

TEMBELLİK BİTTİ...

Koca, sıcak bir yaz geldi, geçti. Ayvalık'a doydum sayılır. nasıl alışmıştım halbuki akşamları saat yedi gibi mangalı yakıp, etleri atıp, herkesi sofraya çağırmayı, kayınpederle birer kadeh rakı parlatmayı.

Yazın sonlarında, ne zamandır Cem ve Tuğrul'la düşündüğümüz, ama bir türlü başlatamadığımız projeye el attık. Okuldan arkadaşları bir bir toparlamaya, en azından iki haftadır bir araya getirmeye başladık. İlk iki buluşma çok hoş geçti. Hatta sonuncusunda Hakan bile vardı. Yıllar nasıl hepimizi, dış görünüşümüzü, iç dünyalarımızı diye, eminim hepimiz acı acı düşündük. Zaman acımasız. Dur bakalım, devam edebilecek miyiz? Dün Şakir'e, bugün de Tolga'ya ulaşabildim. Umarım yarın gece onlar da gelirler.