02 Mart 2013

ACI

   `Hayatında gerçekten korktuğun zamanları düşün. Mesela sen yalnız olduğunu düşündüğünde biri arkandan gizlice yaklaşıyor ve bağırıyor. Ya da serseriler etrafını çeviriyor. Rüyanda bir uçurumdan düşüyorsun veya yüksek bir dağın tepesinde duruyorsun. Biri seni suyun altında tutuyor ve nefesinin tükendiğini hissederek su yüzüne çıkmak için çırpınıyorsun. Arabanın kontrolünü kaybediyor ve duvara çarpacağını görüyor, bağıramıyorsun bile. Bütün bunları, insanı daraltan korkuları topla ve her saat, her gün, bütün bunları aynı anda hissettiğini düşün. Kızgın yağla yanmak, camın kesmesi, kemiğin kırılması, kışın zorlu bir yolda yürürken hissettiğin soğuk yanması, baş ağrısı, kulak ağrısı, diş ağrısı. Bunları al ve içini büzen, mideni altüst eden acılara ekle ve dinmeksizin bunlarla baş ettiğini hayal et. Daha sonra da bildiğin her türlü üzüntüyü aklına getir. Sevdiğin birinin ölümünü, aşkının karşılık bulmamamasını, başarısızlık, utanç ve acı bir pişmanlık hissettiğin anları düşün. Bunları da, bütün kalbini bıçaklayan kederlere, acılara ekle ve hepsini bir anda yaşadığını hisset.`

Shantaram, s.602