26 Ocak 2006

İşte doğduğum , yarısı yıkılmış köy evi... Posted by Picasa

GEÇİŞ DÖNEMİ VE İÇ KARIŞIKLIKLAR

II. Ertuğrul'la III. Ertuğrul arasında beş aylık , şimdi bile gün ışığına çıkarılmamış olaylarla dolu bir süre vardır. Bu zaman zarfında bir takım dış güçler, çeşitli şekillerde idareyi ele geçirmek istemişlerdir.

Geçici hükümette görev alan M. Gorki ve arkadaşları, ülkede huzuru sağlamak için, bazen aşırıya kaçan önlemler almak zorunda kalsalar da, çok çabalar sarfetmişlerdir.

II. ERTUĞRUL DÖNEMİ VE ISLAHATLARI

V. Ertuğrul, II. Ertuğrul'un I. Ertuğrul'un hastaneye zorla yatırılmış biçimi olduğunda ısrarlarını sürdürmüşse de , bu pis iftira VI. Ertuğrul zamanında aklanmış ve bu şekilde tarihe not olarak düşürülmüştür.

II. Ertuğrul, kitap sevgisini yaygınlaştırarak, yurduna büyük hizmetlerde bulunmuştur. Kendisinin en sevdiği yazar ise Yaşar Kemal'dir.

Bu değerli şahsiyet, genç yaşta geçirdiği bir trafik kazası neticesinde aramızdan ayrılmıştır. Kendisini saygıyla anıyoruz.
... Posted by Picasa
Alper Sokak Posted by Picasa
Carilo ve Atlantik... Posted by Picasa

01 Ocak 2006

23 MART 1990

I. Ertuğrul, 1971 yılının Ekim ayında iki oda, bir sandık odasından ibaret, kerpiçten bir köy evinde, bir ayağı topal ebenin de yardımlarıyla dünyaya ağırbaşlı bir giriş yaptı. Doğumun zor olduğunu şimdi bile hatırlayan Hasibe Ebe, ta o zamanlar bir gariplik olduğunu farkettiğini söyler. I. Ertuğrul, üç yaşına kadar , şimdi hatırlayamadığı bir dilde konuşur. Çok oburdur; özellikle annesinin başörtülerini kemirmekten zevk alır.

Yarım düzineden fazla teyzesi vardır. Bu yüzden de bütün çocukluğu, kızların oynadıkları oyunlarla geçer. Bu evcilik yıllarında, karısı olacak kızı kendisi seçmek istediğinden ve o günlerde şehirli koca adayı kıtlığının doruk yapması nedeniyle, kızlar arasında sık sık parlayan kavgalara yol açar. Bu kavgalardan en çok Yasemin ve Saime galip çıkarlar. Yukarda bahsettiğimiz teyze bolluğu, I. Ertuğrul'un çok erken yaşlarda Ses ve Hayat dergileriyle , ipler yardımıyla bacak tüylerinin alınmasıyla ve İskender Doğan gibi zamanın yürek yakan şarkıcılarıyla karşılaşmasına vesile olurlar.

Çocukluğunda duyduğu en ciddi söz "küçükken çirkin olanlar büyüyünce güzel olurlar" dır. Bu söz birkaç yıl yaşamının en felsefi sözü olmakla kalmaz, içinde hiç sönmeyen bir umudun da doğmasına sebep olur.

İlk okuduğu kitap, "Cin Ali Hayvanat Bahçesinde" dir. Hem bu çöp insanların basit ama sorunsuz hayatları hem de yine o kadar basit çizimler, çok bağlar I. Ertuğrul ile Cin Ali'yi birbirine.

Sırasıyla tüm Ertuğrul'lar, Sevgi, Beyhan (ilkokuldaki), sonradan eczacı olan Yonca, Sevinç, Beyhan (ortaokuldaki), Yasemin, Danimarkadangelenuzakakrabanınkızı, Dilşat, Arzu (Dilşat'ın kuzeni olan) , Güldeniz, onsekiznumaradakidişhekimliğiöğrencisin kardeşi İzmir'li Yıldız-Ulduz , Figen , Semiha, Ayten, Betül, Arzu'ya aşık olurlar.

Sevgi daha ilkokulun birinci sınıfı bitmeden İzmir'e taşınmış, bir akşamüstü Sevgilerin evinin bahçesinde oyun oynamaya dalıp eve geç geldiği için annesinden sokak ortasında yediği dayak ta böylece boşa gitmiştir. Danimarkadangelenuzakakrabanınkızı, Figen, Semiha ve Ayten'den sıkılmış, Dilşat bir başkasını seçmiş, Arzu Amerikalara gitmiş ve en son gerçekleşen bu ayrılık da Ertuğrul'ların sonunu hazırlamıştır.

I. Ertuğrul, 19 Eylül 1989 günü yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak, 24 Eylül günü akşam saat yedide, Toprak Bilgisi bütünleme sınavı sonrası hayata gözlerini yummuştur. Öldüğünde ceplerinde, 2 adet anahtar, bir adet sümüklü Selpak mendil, yirmi yıldır sakladığı köpek dişi, bir adet DMO silgi, 0,9 kalem ucu (bir kutu), Arzu'ya ait siyah beyaz bir vesikalık ve bir adet ünlem işareti bulunmuştur. Son sözleri "cuma günü Termodinamik'te yerime yoklama verin" olmuştur.

Yerine geçen II.Ertuğrul, I. Ertuğrul'un cesedini, gizlice Mogan Gölü'ne attırmıştır (!).

Allah rahmet eylesin,

Amin.

SiTEM

Ve küçükken beni döven, kapıcının oğlu Yücel, yaşça büyüğüm olup, bana ağza alınmadık küfürleri öğreten, Hoca'nın oğlu Mustafa ve abisi Mehmet, oyunlarımızı hep bozan mızıkçı İlhan ve bana ilk sigarayı içiren Coni abi ve ağzımın sigara kokmaması için bana kuzukulağı yediren yalancı Erdal ve durmadan ağlayıp sızlayan, kasabın oğlu Erdoğan ve gözlüğümü kırıp kaçan tanımadığım çocuk ve dolmakaleminin içinde ışıklar var diyip pullarımı elimden alan Suat, 3 tekerlekli ve tek bisikletimi daha ilk haftasında kıran, Zehra Teyze'nin oğlu Hakan abi, hepinizin, hepinizin alacağı olsun.