13 Mart 2008

PEKİN ÖRDEĞİ



Bilmem nereden duymuştum; lüks yaşamla ilgili espri yapacağım zaman aklıma bir yemek ismi olarak sürekli "Portakallı Pekin Ördeği" gelirdi. Pekin'de öyle bir yemek yok arkadaşlar. Ya da benim gittiğim ördek restoranları o yemeği yapmıyorlardı. Belki de Fransızlar yapmıştır, ne bileyim.

Pekin ördeği denince aklıma bir de Kenan Evren gelir. Çin'de oldukça yaygın olarak tüketilen Pekin Ördeği'ni, Türkiye'ye ilk olarak Kenan Evren getirmiş. Bir Çin seyahatinde kendisine hediye edilen ördeği Atatürk Orman Çiftliği'ne vermiş. Giriş o giriş. Hatta Bolu'da bir üretme çiftliği bile kurulmuş.

Neyse, Pekin'de bir dolu meşhur Pekin Ördeği Restoranı var. Benim, şimdilik favorim, sevgili Güneş ve Sezin'in bizi götürdükleri 3. Ring Road'ın Doğu kanadında yer alan Da Dong. Hem ördek hem de diğer yemekler insanı mest ediyor. Yemek yemeseniz bile Britannica'nın bir cildi kalınlığındaki menüsünü görmeye değer, anlayın artık.

Eğer, daha önce turist olarak Pekin'e geldiyseniz ve Pekin Ördeği tattıysanız, yediklerinizi unutun. Çünkü çoğunlukla turistlerin yedikleri ile o şehirde yaşayanların yedikleri farklıdır. Yani sağda solda ahkam kesmeyin diye söylüyorum; sizi düşündüğümden. İşin özü, Tian'anmen Meydanı'nın güneyindeki restoran gibisini görmedim diyen turistlerden olmayın. Ne demişler çok gezen değil, çok yiyen bilir. Yok yahu, bu laf öyle değildi. Ama olsun.

Ancak üstteki fotoğraf başka bir restorandan. Latin alfabesi ile ismini bilmediğimden adını yazamıyorum. Bu da Polat'ın bize tanıttığı, K.validem ve K.pederimin anında müdavimi oldukları bir restoran. Pekin'i gezmeye gelen bütün turistlerin yakından tanıdığı sadece yayalara açık olan Wangfujing'in kuzey ucundan, sola dönüyorsunuz. Sağınızda, daha önce fotoğraflarını yolladığım, ancak birazdan daha net olanlarını siteye taşıyacağım Çin tarzı fast food standlarını göreceksiniz. Bu standlarda fazla oyalanmayın. Onlar yine sağ tarafınızda kalmaya devam etsin. En son standın tam arkasındaki binanın girişinde süslü bir restoran kapısı göreceksiniz. Dalın!

Sanırım 2-3 katlı bir yer. Oturuyorsunuz, menüden yemeklerinizi seçiyorsunuz. Yukardaki gibi bir manzara oluşuyor. Sağda nar gibi kızarmışlar ördek eti değil arkadaşlar. O ördeğin derisi, cahil cahil bakmayın. Bir de gürültü yapmadan oturun, allah allah. Neyse, nerede kalmıştık. Önce ördeğin kabuğu geliyor masaya. Bunu çubuğunuzla alıp, ortada görmüş olduğunuz toz şekere abartmadan batırıp ağzınıza atıyorsunuz. Sonra masaya 2 ayrı çeşit ördek eti geliyor. Bunları, alt tarafta ve üstte görmüş olduğunuz pekmez rengindeki soslara batırıyorsunuz (sormayın ne olduğunu bilmiyorum, neden sormadın diye de ukalalık etmeyin, buraya gelince Çinlilerle iletişim konusunda kendi deneyimlerinizi yaşarsınız), sol tarafta gördüğünüz küçük lavaşlara yerleştiriyorsunuz, sonra yine lavaşın içine ince jülyen doğranmış salatalık ve kuru soğanı koyup, lavaşı dürüp mideye indiyorsunuz. Bu kadar.

Bu tecrübeyi burada, yerinde yaşamak isteyenlere kapımız açık. Hesabı paylaşırız.
Posted by Picasa

Hiç yorum yok: